Omuz Çevresi Kırıkların Tedavisi ve Cerrahisi

Omuz Çevresi Kırıkları (Köprücük, Kürek, Kol Kemiği): Tedavi ve Cerrahi Seçenekleri

Omuz bölgesi, köprücük kemiği (klavikula), kürek kemiği (skapula) ve kol kemiğinin üst ucundan (proksimal humerus) oluşan karmaşık bir yapıdır. Bu bölgedeki kemikler, düşmeler, trafik kazaları, spor yaralanmaları veya doğrudan darbeler sonucu kırılabiliir. Omuz çevresi kırıkları oldukça yaygındır ve her yaş grubunda görülebilir, ancak bazı kırık tipleri belirli yaş gruplarında (örn. proksimal humerus kırıkları yaşlılarda) daha sıktır. Bu kırıklar şiddetli ağrıya, hareket kısıtlılığına ve fonksiyon kaybına neden olabilir. Tedavide amaç, kırık kemiklerin doğru pozisyonda kaynamasını sağlamak, ağrıyı gidermek, omuz hareketlerini ve gücünü geri kazandırmak ve hastanın en kısa sürede günlük yaşamına dönmesini sağlamaktır. Ankara’da Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Bozkurt, omuz çevresi kırıklarının tanısı ve tedavisinde (konservatif ve cerrahi) güncel ve kişiye özel yaklaşımlar sunmaktadır.

Omuz Çevresi Kırıkları Nelerdir?

Omuz çevresinde en sık karşılaşılan kırık tipleri şunlardır:

  1. Köprücük Kemiği Kırıkları (Klavikula Kırıkları):
    • Tüm kırıkların yaklaşık %5-10’unu oluşturur ve oldukça sıktır.
    • Genellikle omuz üzerine veya açık el üzerine düşme sonucu meydana gelir.
    • En sık kemiğin orta kısmında (orta şaft) görülür, ancak omuz eklemine yakın uçta (distal) veya göğüs kemiğine yakın uçta (proksimal) da kırılabilir.
  2. Kürek Kemiği Kırıkları (Skapula Kırıkları):
    • Daha nadir görülürler ve genellikle yüksek enerjili travmalar (trafik kazaları, yüksekten düşme) sonucu oluşurlar.
    • Kemiğin gövdesinde, boynunda veya omuz eklem yuvasını (glenoid) ilgilendiren kırıklar şeklinde olabilir.
    • Sıklıkla kaburga kırıkları, akciğer yaralanmaları gibi başka ciddi yaralanmalarla birlikte bulunurlar.
  3. Kol Kemiği Üst Uç Kırıkları (Proksimal Humerus Kırıkları):
    • Çok yaygındır, özellikle kemik erimesi (osteoporoz) olan yaşlı bireylerde basit düşmeler sonucu bile oluşabilir.
    • Kırık, kol kemiğinin başını (eklem yüzeyi), rotator kılıf kaslarının yapıştığı tüberkül adı verilen çıkıntıları (büyük ve küçük tüberkül) veya hemen başın altındaki cerrahi boyun denilen bölgeyi içerebilir.
    • Kırığın kaç parçalı olduğuna (2, 3 veya 4 parçalı) ve parçaların ne kadar yer değiştirdiğine (deplasman) göre sınıflandırılır (örn. Neer Sınıflaması). Bu sınıflandırma tedavi seçimini etkiler.
 
 

Omuz Kırıklarının Belirtileri Nelerdir?

Kırığın tipine ve şiddetine göre belirtiler değişmekle birlikte genellikle şunlar görülür:

  • Şiddetli Omuz Ağrısı: Özellikle kolu hareket ettirmeye çalışınca artan ağrı.
  • Şişlik ve Morarma: Kırık bölgesinde ve çevresinde hızla gelişen şişlik ve cilt altında kanamaya bağlı morarma.
  • Şekil Bozukluğu (Deformite): Özellikle köprücük kemiği kırıklarında cilt altında belirgin bir çıkıntı veya omuzun düşük görünmesi. Proksimal humerus kırıklarında da omuz şeklinde bozulma olabilir.
  • Hareket Kısıtlılığı: Ağrı nedeniyle kolu kaldıramama veya hareket ettirememe.
  • Krepitasyon: Kırık uçlarının birbirine sürtünmesi sonucu hareketle hissedilen veya duyulan çıtırtı sesi.
  • Sinir veya Damar Hasarı Belirtileri (ACİL DURUM!): Kolda uyuşma, karıncalanma, güç kaybı, solukluk, soğukluk gibi belirtiler kırıkla birlikte sinir veya damar yaralanması olduğunu düşündürür ve acil müdahale gerektirir.
 
 

Omuz Kırıkları Tanısı Nasıl Konulur?

Doğru tanı ve kırığın detaylı değerlendirilmesi tedavi planı için esastır. Prof. Dr. Murat Bozkurt tanı sürecinde şu adımları izler:

  • Hasta Öyküsü: Yaralanmanın nasıl olduğu (düşme şekli, darbenin yönü vb.), hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve aktivite seviyesi öğrenilir.
  • Fizik Muayene:
    • Omuz bölgesi dikkatlice gözlenir (deformite, şişlik, cilt bütünlüğü – açık kırık var mı?).
    • Hassas olan bölgeler palpe edilir.
    • Aktif ve pasif omuz hareketleri ağrı izin verdiği ölçüde değerlendirilir.
    • En önemlisi, kolun sinir ve damar muayenesi (nörovasküler muayene) dikkatlice yapılır. Nabızlar kontrol edilir, duyu ve kas gücü değerlendirilir.
  • Görüntüleme Yöntemleri:
    • Röntgen (X-ray): Omuz kırıklarının tanısında temel yöntemdir. Farklı açılardan (genellikle en az iki dik açıdan) çekilen röntgen filmleri ile kırığın yeri, tipi, parçalanma derecesi ve parçaların yer değiştirme miktarı değerlendirilir. Proksimal humerus için AP, lateral (örn. skapular Y veya velpau) ve aksiller grafiler; klavikula ve skapula için özel grafiler gerekebilir.
    • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Özellikle eklem içini ilgilendiren (intra-artiküler) kırıklarda (glenoid, humerus başı), çok parçalı proksimal humerus kırıklarında veya cerrahi planlaması gereken durumlarda kırık parçalarını, yer değiştirmeyi ve kemik yapısını üç boyutlu olarak daha detaylı görmek için istenir. Cerrahi stratejinin belirlenmesinde çok faydalıdır.
    • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Akut kırık tanısında genellikle gerekli değildir. Ancak kırığa eşlik eden rotator kılıf yırtığı gibi yumuşak doku yaralanmalarından şüpheleniliyorsa istenebilir.
 
 

Omuz Kırıklarında Tedavi Yöntemleri: Konservatif ve Cerrahi

Omuz çevresi kırıklarının tedavisi, kırığın tipine, yerine, parçaların yer değiştirme miktarına (deplasman), kırığın eklemle ilişkisine, hastanın yaşına, kemik kalitesine, aktivite düzeyine ve genel sağlık durumuna göre belirlenir. İki ana tedavi yaklaşımı vardır:

Ameliyatsız (Konservatif) Tedavi:

  • Kimlere Uygulanır? Kırık parçalarının birbirinden çok ayrılmadığı (minimal deplase veya non-deplase), stabil (kayma riski düşük) kırıklarda veya ameliyat için genel sağlık durumu uygun olmayan hastalarda tercih edilir.
  • Yöntemler:
    • Kol Askısı (Sling) veya Velpau Bandajı: En sık kullanılan yöntemdir. Kolu hareketsiz tutarak kırığın kaynamasına izin verir ve ağrıyı azaltır. Özellikle çoğu proksimal humerus kırığında ve bazı klavikula/skapula kırıklarında kullanılır. Kullanım süresi kırığın tipine ve iyileşme hızına göre değişir (genellikle 3-6 hafta).
    • Figür-8 Bandajı: Eskiden klavikula kırıklarında sıkça kullanılan, omuzları geri çekerek kırık uçlarını yaklaştırmayı amaçlayan bir bandajdır. Günümüzde konfor sorunları ve etkinliğinin tartışmalı olması nedeniyle daha az tercih edilmektedir.
    • Ağrı Kontrolü: Ağrı kesici ilaçlar kullanılır.
    • Erken Fizik Tedavi: Çok önemlidir. Özellikle proksimal humerus kırıklarında, omuzun tamamen donmasını (donuk omuz) engellemek için doktorun izin verdiği en erken zamanda (genellikle ilk 1-2 hafta içinde) sarkaç (pendulum) egzersizleri gibi pasif veya aktif yardımlı hareketlere başlanır. İyileşme ilerledikçe egzersiz programı genişletilir.
  • Takip: Düzenli röntgen kontrolleri ile kırık kaynaması ve pozisyonu takip edilir.

Cerrahi Tedavi:

  • Ne Zaman Gerekir?
    • Kırık parçaları arasında belirgin ayrışma (deplasman) veya açılanma (angulasyon) varsa (bu durum kaynamama, yanlış pozisyonda kaynama veya fonksiyon kaybı riskini artırır).
    • Açık kırık varsa (kırık uçlarının cildi deldiği durumlar, enfeksiyon riski yüksektir).
    • Kırıkla birlikte damar veya sinir yaralanması varsa.
    • Kırık eklem yüzeyini ilgilendiriyorsa ve eklemde basamaklaşma veya ayrışma varsa (ileride kireçlenme riskini azaltmak için düzeltilmesi gerekir).
    • Yüzen Omuz (Floating Shoulder): Hem köprücük kemiği hem de kürek kemiği boynunun birlikte kırıldığı durumlar (omuz askısı fonksiyonunu bozar).
    • Genç, aktif hastaların fonksiyonel beklentileri yüksekse ve kırık deplase ise.
    • Konservatif tedavinin başarısız olduğu (kaynamama, yanlış kaynama) durumlar.
  • Cerrahi Teknikler (Kırığın Yerine Göre Değişir):
    • Köprücük Kemiği (Klavikula) Cerrahisi: En sık Açık Redüksiyon ve İnternal Fiksasyon (ORIF) yapılır. Yani, kırık bölgesi cerrahi olarak açılır, kırık uçları doğru pozisyona getirilir (redüksiyon) ve özel tasarlanmış plak ve vidalarla kemiğe sabitlenir (internal fiksasyon). Nadiren kemik içine yerleştirilen bir çivi (intramedüller tespit) de kullanılabilir.
    • Kürek Kemiği (Skapula) Cerrahisi: Cerrahi daha nadiren gerekir. Özellikle eklem yuvasını (glenoid) ilgilendiren veya ciddi açılanma gösteren boyun kırıklarında ORIF (plak-vida ile tespit) yapılabilir.
    • Kol Kemiği Üst Ucu (Proksimal Humerus) Cerrahisi: Teknik, kırığın tipine, parçalanma derecesine, hastanın yaşına ve kemik kalitesine göre seçilir:
      • ORIF (Plak-Vida ile Tespit): Kırık parçalarının anatomik olarak yerine oturtulup özel kilitli plaklar ve vidalarla sabitlenmesidir. Özellikle kemik kalitesi yeterli olan hastalarda deplase 2, 3 ve 4 parçalı kırıklarda sıkça tercih edilir.
      • İntramedüller Çivileme: Kemiğin içine yerleştirilen bir çivi ile tespit yöntemidir. Özellikle cerrahi boyun kırıklarında bir seçenektir.
      • Hemiartroplasti (Kısmi Protez): Kırık nedeniyle humerus başının (topuz) çok parçalandığı, kanlanmasının bozulduğu veya anatomik olarak tamir edilemeyeceği durumlarda, özellikle yaşlı hastalarda, sadece humerus başının metal bir protezle değiştirilmesidir.
      • Ters Omuz Protezi (Reverse Total Shoulder Arthroplasty – RTSA): Hem humerus başının hem de glenoid yuvasının değiştirildiği özel bir protez tipidir (topuz yuvaya, yuva topuzun yerine). Özellikle çok parçalı proksimal humerus kırıklarında, yaşlı hastalarda, kemik kalitesinin çok zayıf olduğu veya rotator kılıfın da ciddi hasar gördüğü durumlarda hemiartroplastiye göre daha iyi fonksiyonel sonuçlar verdiği için giderek daha fazla tercih edilmektedir.

Prof. Dr. Murat Bozkurt, Ankara’da omuz çevresi kırıklarında hastanın ve kırığın özelliklerine göre en uygun cerrahi yöntemi (ORIF, protez vb.) belirleyerek modern tekniklerle uygulamaktadır.

Riskler, Faydalar ve İyileşme Süreci

  • Faydalar (Cerrahi): Kırık parçalarının anatomik olarak düzeltilmesi, stabil bir tespit sağlayarak kemiğin doğru pozisyonda kaynaması, daha erken omuz hareketlerine başlama imkanı (sertliği azaltır), fonksiyonel sonucun iyileştirilmesi, kaynamama veya yanlış kaynama riskinin azaltılması.
  • Riskler:
    • Genel cerrahi riskleri: Enfeksiyon, kanama, sinir veya damar yaralanması (özellikle ameliyat sırasında), anestezi komplikasyonları, pıhtılaşma (DVT – omuzda nadir).
    • Kırık cerrahisine özgü riskler: Kaynamama (nonunion), yanlış pozisyonda kaynama (malunion), tespit materyalinin (plak, vida, protez) gevşemesi, kırılması veya yerinden oynaması, implantın cilt altında rahatsızlık vermesi, omuz sertliği (donuk omuz), avasküler nekroz (AVN – özellikle humerus başı kanlanmasının bozulması), ileride kireçlenme gelişmesi, tekrar ameliyat ihtiyacı.
  • İyileşme Süreci:
    • İyileşme süresi kırığın tipine, yerine, şiddetine ve uygulanan tedavi yöntemine (konservatif veya cerrahi) göre büyük ölçüde değişir.
    • Kol Askısı Kullanımı: Genellikle hem konservatif hem de cerrahi tedavi sonrası, kırığın başlangıç iyileşmesi için birkaç hafta (genellikle 2-6 hafta veya daha uzun) kol askısı kullanmak gerekir.
    • Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon: Tedavinin her aşamasında ve sonrasında KESİNLİKLE GEREKLİDİR. Amacı, omuz sertliğini önlemek, eklem hareket açıklığını geri kazanmak, kas gücünü artırmak ve omuz fonksiyonlarını normale döndürmektir. Fizik tedaviye başlama zamanı ve programın içeriği kırığın tipine ve yapılan tedaviye göre doktor tarafından belirlenir. Pasif hareketlerle başlanır, zamanla aktif hareketlere ve güçlendirmeye geçilir.
    • Süreç: Kemik kaynaması genellikle 6-12 hafta sürer. Ancak omuz fonksiyonlarının tam olarak geri kazanılması aylar (3-6 ay veya daha uzun) sürebilir. Özellikle karmaşık proksimal humerus kırıkları sonrası tam iyileşme 1 yılı bulabilir. Hastanın rehabilitasyon programına uyumu sonuçları doğrudan etkiler.
 

Ankara’da Omuz Çevresi Kırıklarının Tedavisi ve Prof. Dr. Murat Bozkurt’un Yaklaşımı

Omuz çevresi kırıkları, Ankara’da acil servislerde ve ortopedi kliniklerinde sıkça karşılaşılan durumlardır. Bu kırıkların doğru ve zamanında tedavi edilmesi, hastanın omuz fonksiyonlarını geri kazanması açısından büyük önem taşır. Prof. Dr. Murat Bozkurt, omuz çevresi kırıklarına yaklaşımında şu adımları izler:

  • Hızlı ve Doğru Tanı: Hastanın öyküsü, dikkatli fizik muayene (özellikle nörovasküler durum) ve uygun görüntüleme yöntemleri (Röntgen, gerektiğinde BT) ile kırığın tipini, yerini ve ciddiyetini hızla belirler.
  • Bireyselleştirilmiş Tedavi Planı: Kırığın özelliklerini (deplasman, eklem tutulumu vb.) ve hastanın bireysel faktörlerini (yaş, aktivite düzeyi, kemik kalitesi, beklentiler) göz önünde bulundurarak en uygun tedavi yöntemine (konservatif veya cerrahi) karar verir.
  • Modern Cerrahi Teknikler: Cerrahi gerektiğinde, kırığın tipine göre en uygun ve güncel cerrahi tekniği (plak-vida ile ORIF, intramedüller çivi, hemiartroplasti veya ters omuz protezi) modern implantlar kullanarak uygular. Amacı, stabil bir tespit sağlamak ve erken harekete olanak tanımaktır.
  • Rehabilitasyon Odaklılık: Gerek konservatif gerekse cerrahi tedavi sonrası, omuz sertliğini önlemek ve fonksiyonları en üst düzeye çıkarmak için erken ve doğru planlanmış rehabilitasyonun önemini vurgular ve hastalarını bu süreçte yönlendirir.

 

Omuz çevresi kırıkları, doğru tanı ve zamanında yapılan uygun tedavi ile genellikle iyi sonuç veren durumlardır. İster ameliyatsız ister cerrahi tedavi uygulansın, başarılı bir iyileşme için doktorunuzun önerilerine ve fizik tedavi programına tam olarak uymanız büyük önem taşır. Ankara’da omuz kırığı yaşamanız durumunda, Prof. Dr. Murat Bozkurt’a başvurarak uzman görüşü ve tedavi alabilirsiniz.

Detaylı bilgi ve randevu için Prof. Dr. Murat Bozkurt ile 0312 502 70 74 numaralı telefondan iletişime geçebilirsiniz.

Omuz Çevresi Kırıkları Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

En sık köprücük kemiği (klavikula) ve kol kemiğinin üst ucu (proksimal humerus) kırılır. Kürek kemiği (skapula) kırıkları daha nadirdir.

Hayır. Parçaların yerinden çok oynamadığı (minimal deplase) ve stabil kırıkların çoğu ameliyatsız, kol askısı ve fizik tedavi ile iyileşir.

Çoğu kol askısı ile tedavi edilir. Ancak çok ayrışmış, kemiğin cildi delme riski olan veya uç kısmındaki bağları etkileyen kırıklarda ameliyatla plak-vida tespiti gerekebilir.

Parçaların durumuna göre değişir. Az ayrışmışsa kol askısı ve erken fizik tedavi. Çok parçalı ve ayrışmışsa, kemik kalitesine göre plak-vida ile tamir (ORIF), kısmi protez (hemiartroplasti) veya ters omuz protezi (RTSA) ameliyatları yapılabilir.

Açık Redüksiyon ve İnternal Fiksasyon’un kısaltmasıdır. Kırık bölgesinin cerrahi olarak açılıp, kırık parçalarının doğru yerine getirilmesi (redüksiyon) ve plak, vida gibi metal implantlarla içeriden sabitlenmesi (internal fiksasyon) anlamına gelir.

Kol kemiği üst ucunun (humerus başı) çok parçalandığı, kanlanmasının bozulduğu veya tamir edilemeyecek kadar hasar gördüğü durumlarda, özellikle yaşlı hastalarda kırık sonrası protez (kısmi veya ters omuz protezi) bir seçenektir.

Enfeksiyon, kaynamama, yanlış kaynama, omuz sertliği, sinir-damar hasarı, implant sorunları (gevşeme, kırılma, rahatsızlık verme) gibi riskleri vardır.

İyileşme kırığın tipine ve tedaviye göre değişir, aylar sürebilir. Kol askısı genellikle 3-6 hafta kullanılır. Tam fonksiyonel iyileşme 3-6 ay veya daha uzun sürebilir.

Hedef bu olmakla birlikte, özellikle eklemi ilgilendiren veya çok parçalı kırıklarda bir miktar hareket kısıtlılığı veya hafif ağrı kalabilir. Fizik tedaviye uyum çok önemlidir.

Prof. Dr. Murat Bozkurt’a muayene olmak, omuz kırığınızın durumu, sizin için en uygun tedavi seçeneği (konservatif veya cerrahi) ve iyileşme süreci hakkında detaylı bilgi almak için 0312 502 70 74 numaralı telefonu arayabilirsiniz

Tanı ve tedavi süreçleriyle ilgili bilgi almak için iletişime geçebilirsiniz.