Kalça Çıkığı Cerrahisi

Travmatik Kalça Çıkığı ve Cerrahisi: Acil Durum Yönetimi ve Cerrahi Tedaviler

Kalça eklemi, vücudumuzun en stabil eklemlerinden biri olmasına rağmen, yüksek enerjili travmalar sonucu yerinden çıkabilir. Travmatik Kalça Çıkığı, kalça topuzunun (femur başı) kalça yuvasından (asetabulum) kuvvetli bir darbe ile tamamen ayrılması durumudur ve acil bir ortopedik durumdur. Genellikle trafik kazaları, yüksekten düşmeler veya ciddi spor yaralanmaları gibi olaylar sonucu meydana gelir. Kalça çıkığı sadece eklemin yerinden çıkmasıyla kalmaz, aynı zamanda çevredeki damarlara, sinirlere, bağlara, kıkırdağa ve kemiklere de zarar verebilir. Bu nedenle, hızlı ve doğru müdahale, ardından dikkatli bir değerlendirme ve gerektiğinde cerrahi tedavi, kalıcı hasarı önlemek ve fonksiyonları geri kazanmak için hayati önem taşır. Ankara’da Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Bozkurt, travmatik kalça çıkığı ve sonrası gerekebilecek cerrahi tedaviler konusunda engin deneyime sahiptir.

Önemli Ayrım: Bu yazıda bahsedilen durum, bebeklerde ve çocuklarda görülen Gelişimsel Kalça Çıkığı (GKÇ) veya Kalça Displazisi’nden farklıdır. GKÇ, kalçanın gelişimsel bir sorunuyken, travmatik kalça çıkığı sağlıklı bir kalçanın şiddetli bir travma sonucu yerinden çıkmasıdır.

Travmatik Kalça Çıkığı Nedir?

Travmatik kalça çıkığı, femur başının asetabulumdan tamamen ayrılmasıdır. Çıkığın yönüne göre iki ana tipi vardır:

  1. Posterior (Arka) Çıkık: En sık görülen tiptir (%85-90). Genellikle diz ve kalça bükülü pozisyondayken dize önden gelen kuvvetli bir darbe sonucu (örn. trafik kazasında gösterge paneline çarpma) femur başı arkaya doğru çıkar. Bacak genellikle kısalmış, içe dönük (internal rotasyon) ve dize doğru bükülü (adduksiyon ve fleksiyon) pozisyonda görülür. Siyatik sinir yaralanması riski bu tip çıkıklarda daha yüksektir.
  2. Anterior (Ön) Çıkık: Daha nadirdir. Genellikle kalça dışa dönük ve açık pozisyondayken (abdüksiyon ve eksternal rotasyon) zorlanması sonucu oluşur. Bacak dışa dönük ve yana açık pozisyonda olabilir. Femoral damar ve sinir yaralanması riski taşıyabilir.

Travmatik kalça çıkığı, eklemin kendisinin hasar görmesinin yanı sıra, femur başının kanlanmasını bozarak Avasküler Nekroz (AVN) riskini artırması ve siyatik sinir gibi önemli sinirlere bası yaparak kalıcı hasara yol açabilmesi nedeniyle acil müdahale gerektiren ciddi bir yaralanmadır.

 

Travmatik Kalça Çıkığı Neden Olur?

Genellikle yüksek enerjili travmalar sonucu oluşur:

  • Motorlu Taşıt Kazaları: Özellikle ön panel yaralanmaları.
  • Yüksekten Düşmeler: İnşaat işçileri, dağcılar vb.
  • İş Kazaları: Ağır cisim altında kalma vb.
  • Şiddetli Spor Yaralanmaları: Amerikan futbolu, rugby gibi temas sporları.

Yaşlılarda kemik kalitesinin zayıflaması nedeniyle daha düşük enerjili travmalarla (basit düşmeler) bile bazen kalça çıkığına eşlik eden kırıklar görülebilir.

 

Belirtiler ve Acil Yönetim

Travmatik kalça çıkığının belirtileri genellikle çok nettir:

  • Çok Şiddetli Kalça ve Kasık Ağrısı.
  • Bacağını Hareket Ettirememe.
  • Bacakta Gözle Görülür Şekil Bozukluğu: Bacağın anormal pozisyonda durması (kısalmış, içe veya dışa dönük).

Acil Yönetim:

  • Hasta Kesinlikle Hareket Ettirilmemelidir.
  • Derhal 112 Acil Yardım aranmalı ve en yakın donanımlı hastanenin acil servisine nakil sağlanmalıdır.
  • ACİL SERVİSTE:
    • Hastanın genel durumu ve ek yaralanmaları değerlendirilir.
    • Nörovasküler muayene (sinir ve damar durumu) dikkatlice yapılır.
    • Röntgen çekilerek çıkık teyit edilir ve eşlik eden kırık olup olmadığına bakılır.
    • Kapalı Redüksiyon: Tanı konulduktan sonra, mümkün olan en kısa sürede (ideal olarak ilk 6-8 saat içinde), genellikle ameliyathane koşullarında, anestezi veya derin sedasyon altında, doktor tarafından kalça eklemi manipüle edilerek yerine oturtulur (kapalı redüksiyon). Erken redüksiyon, femur başının kanlanmasının bozulma (AVN) riskini ve sinir hasarı riskini azaltır.
    • Redüksiyon sonrası tekrar röntgen çekilerek eklemin yerine oturduğu ve eşlik eden kırıkların durumu kontrol edilir.
 

Tanı Yöntemleri (Çıkık Yerine Konulduktan Sonra)

Kalça eklemi başarılı bir şekilde yerine oturtulduktan sonra, asıl önemli olan eşlik eden hasarları tespit etmektir. Bu aşamada şu yöntemler kullanılır:

  • Röntgen (Redüksiyon Sonrası): Eklemin tam olarak yerine oturup oturmadığını, eklem aralığının normal olup olmadığını ve redüksiyon sırasında ek bir kırık oluşup oluşmadığını kontrol etmek için çekilir. Özellikle femur başı veya asetabulumdaki kırıkları gösterebilir.
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Kapalı redüksiyon sonrası hemen hemen her zaman çekilmesi gereken en önemli tetkiktir. BT, röntgende gözden kaçabilen küçük kemik kırıklarını (özellikle femur başı – Pipkin kırıkları ve asetabulum duvar kırıkları) ve daha da önemlisi eklem içine düşmüş olabilecek küçük kemik veya kıkırdak parçalarını (serbest cisimler) çok daha net bir şekilde gösterir. BT bulguları, ameliyat gerekip gerekmediği kararını doğrudan etkiler.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Acil durumda genellikle gerekli değildir. Daha sonraki dönemlerde yumuşak doku (labrum, kıkırdak) hasarını değerlendirmek veya aylar sonra gelişebilecek Avasküler Nekroz (AVN) riskini taramak amacıyla istenebilir.
 
 

Kalça Çıkığı Sonrası Ne Zaman Ameliyat Gerekir?

Kapalı redüksiyon ilk adım olsa da, birçok durumda travmatik kalça çıkığı sonrası cerrahi müdahale gerekli olabilir:

  1. Yerine Oturtulamayan (İrredüktabl) Çıkık: Kapalı yöntemlerle kalçanın yerine oturtulamaması. Bunun nedeni genellikle eklem arasına sıkışmış yumuşak doku (labrum, kapsül, kas) veya kemik/kıkırdak parçasıdır. Bu durumda açık redüksiyon (cerrahi olarak eklemi açıp yerine oturtma) gerekir.
  2. Eşlik Eden Asetabulum (Yuva) Kırıkları: Kalça yuvasının duvarında veya kolonlarında, eklem stabilitesini bozan veya eklem yüzeyinde basamaklaşma yaratan yerinden oynamış (deplase) kırıklar varsa, eklem uyumunu sağlamak ve ileride kireçlenmeyi önlemek için cerrahi olarak tamir (ORIF) edilmeleri gerekir.
  3. Eşlik Eden Femur Başı Kırıkları (Pipkin Kırıkları): Femur başında yerinden oynamış kırık parçaları varsa, bunların yerine tespit edilmesi (ORIF) veya bazen çıkarılması gerekebilir. Çok parçalı ve tamir edilemeyecek femur başı kırıklarında kalça protezi (hemiartroplasti veya total kalça protezi) gerekebilir.
  4. Eklem İçinde Serbest Cisimler: Redüksiyon sonrası BT’de eklem içinde kemik veya kıkırdak parçaları görülürse, bunların eklem yüzeylerine daha fazla zarar vermesini önlemek için artroskopik (kapalı) veya açık cerrahi ile çıkarılması gerekir.
  5. Redüksiyon Sonrası İnstabilite: Kalça yerine oturtulduktan sonra hala stabil değilse ve kolayca tekrar çıkıyorsa (genellikle büyük asetabulum kırığı veya ciddi bağ hasarı nedeniyle), stabiliteyi sağlamak için cerrahi gerekebilir.
  6. Geç Başvuru: Çıkığın üzerinden uzun süre geçmişse (günler), kapalı redüksiyon zorlaşır veya imkansız hale gelir ve açık redüksiyon gerekebilir. AVN riski de artar.
  7. Geç Dönem Komplikasyonlar: Yaralanmadan aylar veya yıllar sonra gelişen Avasküler Nekroz (AVN) veya Post-travmatik Kireçlenme (Artroz) gibi durumlarda total kalça protezi ameliyatı gerekebilir.
 
 

Kalça Çıkığı Sonrası Uygulanan Cerrahi Yöntemler

Gerekliliğe göre uygulanan başlıca cerrahi yöntemler şunlardır:

  • Açık Redüksiyon: Eklemin cerrahi olarak açılarak yerine oturtulması.
  • ORIF (Açık Redüksiyon İnternal Fiksasyon): Kırık parçalarının yerine oturtulup plak, vida gibi metal implantlarla sabitlenmesi (Asetabulum veya Femur başı kırıkları için).
  • Artroskopik Cerrahi: Eklem içine küçük deliklerden kamera ile girilerek serbest cisimlerin çıkarılması, eşlik eden labrum veya kıkırdak hasarlarının tedavisi.
  • Kalça Protezi (Total veya Hemiartroplasti): Femur başının tamir edilemeyecek kadar hasarlı olduğu akut durumlarda veya geç dönemde gelişen AVN ya da kireçlenme için uygulanır.

Prof. Dr. Murat Bozkurt, bu tür karmaşık kalça travmalarında ve sonrasında gerekebilecek rekonstrüktif cerrahiler (ORIF, protez) konusunda deneyimlidir.

 

Riskler, Faydalar ve İyileşme Süreci

  • Faydalar (Zamanında Müdahale +/- Cerrahi): Eklem uyumunun sağlanması, sinir basısının giderilmesi, AVN riskinin azaltılması (erken redüksiyonla), kırıkların stabil hale getirilmesi, fonksiyonel iyileşmeye olanak tanınması.
  • Riskler:
    • Travmanın kendisine bağlı ek yaralanmalar.
    • Redüksiyon sırasında kemikte ek hasar oluşma riski (nadiren).
    • Cerrahiye bağlı genel riskler (enfeksiyon, kanama, DVT/PE, anestezi).
    • Spesifik Riskler:
      • Avasküler Nekroz (AVN): Kalça çıkığı sonrası en önemli geç komplikasyondur. Femur başına giden kan akımının bozulması sonucu kemiğin ölmesi ve çökmesidir. Risk, çıkığın süresi ve şiddeti ile artar. Belirtileri aylar veya yıllar sonra ortaya çıkabilir.
      • Post-travmatik Artroz (Kireçlenme): Yaralanma sırasında kıkırdakta oluşan hasar nedeniyle ilerleyen yıllarda kalça ekleminde kireçlenme gelişebilir.
      • Siyatik Sinir Hasarı: Özellikle posterior çıkıklarda görülebilir, genellikle gerilmeye bağlı geçici hasar olsa da kalıcı olabilir.
      • Tekrarlayan İnstabilite (nadir).
      • Heterotopik Ossifikasyon (eklem çevresinde anormal kemik oluşumu).
  • İyileşme Süreci: Çok değişkendir ve büyük ölçüde eşlik eden kırıkların varlığına ve yapılan cerrahiye bağlıdır.
    • Sadece Kapalı Redüksiyon Yapıldıysa: Genellikle birkaç hafta koltuk değneği ile korumalı yük verme ve ardından fizik tedavi ile fonksiyonlar geri kazanılır. Ancak AVN riski nedeniyle uzun süreli takip gerekir.
    • Cerrahi (ORIF, Protez vb.) Yapıldıysa: İyileşme süreci yapılan ameliyatın protokolüne göre ilerler. Kırık fiksasyonu sonrası genellikle uzun bir süre (6-12 hafta veya daha fazla) yük vermeme gerekir. Kalça protezi sonrası daha erken yük vermeye izin verilebilir. Her durumda kapsamlı ve uzun süreli fizik tedavi şarttır. Tam iyileşme ve aktiviteye dönüş aylar sürer.
 
 

Ankara’da Kalça Çıkığı Sonrası Cerrahi Tedavi ve Prof. Dr. Murat Bozkurt’un Yaklaşımı

Travmatik kalça çıkıkları, acil müdahale ve sonrasında uzmanlaşmış ortopedik takip gerektiren ciddi yaralanmalardır. Ankara’da Prof. Dr. Murat Bozkurt, bu tür vakalara yaklaşımında şu adımları önemser:

  • Aciliyetin Bilinci: Kalça çıkığının acil bir durum olduğunun ve en kısa sürede redüksiyonun öneminin farkındadır.
  • Detaylı Post-Redüksiyon Değerlendirme: Redüksiyon sonrası BT taramasının eşlik eden kırıkları ve serbest cisimleri saptamadaki kritik rolünü bilir ve buna göre değerlendirme yapar.
  • Doğru Cerrahi Endikasyon ve Zamanlama: Ameliyat gerektiren durumları (irredüktabl çıkık, deplase kırıklar, serbest cisimler) doğru bir şekilde belirler ve uygun zamanda cerrahi müdahaleyi planlar.
  • Uzman Cerrahi Uygulama: Gerekli durumlarda açık redüksiyon, asetabulum veya femur başı kırıklarının tespiti (ORIF), artroskopik girişimler veya kalça protezi ameliyatlarını modern tekniklerle gerçekleştirir.
  • Uzun Vadeli Takip: Özellikle AVN ve post-travmatik artroz gibi geç komplikasyonlar açısından hastalarını uzun süre takip etmenin önemini vurgular.

Travmatik kalça çıkığı, acil müdahale ve dikkatli takip gerektiren ciddi bir yaralanmadır. Erken ve doğru tedavi ile fonksiyonel bir iyileşme mümkün olsa da, AVN ve kireçlenme gibi uzun vadeli riskler nedeniyle düzenli doktor kontrolü önemlidir. Ankara’da kalça çıkığı veya sonrası komplikasyonlar için Prof. Dr. Murat Bozkurt’un uzmanlığından yararlanabilirsiniz.

Detaylı bilgi ve randevu için Prof. Dr. Murat Bozkurt ile 0312 502 70 74 numaralı telefondan iletişime geçebilirsiniz.

Merak Ettikleriniz

Şiddetli bir travma sonucu kalça eklemindeki topuzun (femur başı) yuvadan (asetabulum) tamamen çıkmasıdır. Acil bir durumdur.

Evet, acildir. Çünkü femur başına giden kan akımı bozulabilir (AVN riski) ve siyatik sinir gibi önemli sinirler baskı altında kalabilir. En kısa sürede yerine oturtulmalıdır.

Genellikle hastaya anestezi veya derin sakinleştirici verilerek, doktor tarafından yapılan özel manevralarla (kapalı redüksiyon) yerine oturtulur.

Her zaman gerekmez. Ancak yerine oturtulamıyorsa, birlikte kırık varsa (femur başı veya yuva), eklem içinde serbest parça kalmışsa veya kalça stabil değilse ameliyat gerekir. Bu durumları anlamak için redüksiyon sonrası BT çekilmesi çok önemlidir.

Femur başının kanlanmasının bozulup çürümesi riskidir. Kalça çıkığı sonrası önemli bir geç komplikasyondur (%10-20 veya daha fazla olabilir) ve aylar veya yıllar sonra ortaya çıkabilir. Erken redüksiyon riski azaltır.

Eğer kırık yerinden oynamışsa veya eklem yüzeyini etkiliyorsa, genellikle ameliyatla kırığın yerine oturtulup tespit edilmesi (ORIF) gerekir.

Başarılı bir tedavi (redüksiyon +/- cerrahi) ve iyi bir rehabilitasyon ile çoğu hasta normal yürüyebilir. Ancak iyileşme süresi uzundur ve bazen hafif bir aksama kalabilir.

Çok değişkendir. Sadece redüksiyon yapıldıysa birkaç ay sürebilir. Kırık ameliyatı yapıldıysa tam iyileşme 6-12 ayı bulabilir.

En önemli riskler Avasküler Nekroz (AVN) ve post-travmatik kireçlenmedir. Her ikisi de ilerleyen yıllarda kalça protezi ameliyatı gerektirebilir.

Prof. Dr. Murat Bozkurt’a muayene olmak, kalça çıkığı sonrası durumunuzu değerlendirmek, olası cerrahi ihtiyacını veya geç komplikasyon risklerini görüşmek ve tedavi planı hakkında bilgi almak için 0312 502 70 74 numaralı telefonu arayabilirsiniz

Tanı ve tedavi süreçleriyle ilgili bilgi almak için iletişime geçebilirsiniz.