Kıkırdak Cerrahisi
Diz Kıkırdak Cerrahisi: Kıkırdak Hasarları İçin Onarım ve Yenileme Yöntemleri
Diz eklemi, kemiklerin uçlarını kaplayan pürüzsüz, beyaz ve parlak bir doku olan eklem kıkırdağı sayesinde ağrısız ve rahatça hareket eder. Bu özel kıkırdak dokusu, hem kemiklerin birbirine sürtünmesini engeller hem de yük taşıma sırasında bir amortisör görevi görür. Ancak eklem kıkırdağının kan damarları içermemesi (avasküler olması) nedeniyle kendi kendini iyileştirme ve yenileme kapasitesi oldukça sınırlıdır. Travma, aşırı zorlanma veya bazı hastalıklar sonucu kıkırdakta oluşan hasarlar (defektler), zamanla ağrıya, takılmaya, şişliğe ve ilerleyen dönemlerde yaygın eklem kireçlenmesine (artroz) yol açabilir. Neyse ki, özellikle yaygın kireçlenmeden farklı olarak dizde sınırlı bir alanda (fokal) meydana gelen kıkırdak hasarları için günümüzde çeşitli cerrahi tedavi seçenekleri mevcuttur. Ankara’da Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Bozkurt, dizdeki fokal kıkırdak hasarlarının tedavisinde, hasarın tipine ve hastanın durumuna en uygun modern kıkırdak cerrahisi yöntemlerini uygulamaktadır.
Eklem Kıkırdağı Nedir ve Neden Önemlidir?
Eklem kıkırdağı (artiküler kıkırdak veya hiyalin kıkırdak), kemiklerin eklem yüzeylerini kaplayan, oldukça özelleşmiş bir bağ dokusudur. Sürtünmeyi minimuma indiren kaygan yüzeyi sayesinde eklemlerin rahatça hareket etmesini sağlar ve aynı zamanda yürüme, koşma gibi aktiviteler sırasında oluşan darbeleri emer. Sağlıklı kıkırdak, dizin uzun yıllar boyunca ağrısız ve işlevsel kalması için vazgeçilmezdir.
Fokal Kıkırdak Defekti vs. Yaygın Kireçlenme (Artroz): Kıkırdak cerrahisi genellikle, kıkırdağın geniş bir alanda yaygın olarak aşındığı ve inceldiği diz kireçlenmesinden (artroz) farklı bir durumu hedefler. Burada bahsedilen, dizin belirli bir bölgesinde, çevresindeki kıkırdağın nispeten sağlam olduğu, sınırlı alandaki tam kat veya tama yakın kıkırdak kayıplarıdır (fokal defektler).
Kıkırdak Cerrahisinin Amacı: Bu cerrahi yöntemlerin temel amacı;
- Hasarlı kıkırdak bölgesini onarmak veya yenilemek,
- Ağrıyı azaltmak ve diz fonksiyonlarını (hareket, yük taşıma) iyileştirmek,
- Kıkırdak hasarının ilerlemesini ve yaygın kireçlenmeye dönüşmesini engellemek veya geciktirmektir.
Dizde Kıkırdak Hasarı (Fokal Defekt) Neden Oluşur?
Sınırlı alandaki kıkırdak hasarları genellikle şu nedenlerle meydana gelir:
- Akut Travma: Dize doğrudan gelen darbeler, düşmeler veya dizin ani dönmesi gibi olaylar sonucu kıkırdakta kırıklar veya kopmalar (kondral veya osteokondral – kıkırdakla birlikte altındaki kemiği de içeren – kırıklar) oluşabilir. Bu durum sıklıkla spor yaralanmalarıyla ilişkilidir.
- Tekrarlayan Mikrotravmalar: Dize sürekli binen anormal yükler veya tekrarlayan küçük darbeler zamanla kıkırdakta aşınmaya ve lokal hasara yol açabilir.
- Osteokondritis Dissekans (OCD): Özellikle gençlerde ve ergenlerde görülen, kıkırdağın altındaki kemik parçasının kanlanmasının bozularak kıkırdakla birlikte eklem içine doğru ayrışması veya serbestleşmesi durumudur.
- Eşlik Eden Yaralanmalar: Menisküs yırtıkları veya bağ yaralanmaları (özellikle ön çapraz bağ) gibi durumlar dizin biyomekaniğini bozarak belirli bölgelerdeki kıkırdaklara aşırı yük binmesine ve zamanla hasar oluşmasına neden olabilir.
Risk faktörleri arasında genç ve aktif olmak, temas sporları veya yüksek etkili sporlarla uğraşmak sayılabilir.
Kıkırdak Hasarının Belirtileri Nelerdir?
Fokal kıkırdak hasarının belirtileri, hasarın yerine, büyüklüğüne ve derinliğine göre değişir. Yaygın belirtiler şunlardır:
- Ağrı: Genellikle hasarlı bölge üzerinde lokalize, keskin veya batıcı tarzda ağrı. Ağrı özellikle yük verme, dönme veya ilgili bölgeye baskı uygulayan hareketlerle artar.
- Takılma, Kilitlenme, Atlama Hissi: Hasarlı kıkırdak parçasının veya serbest kalan parçanın eklem hareketleri sırasında araya sıkışması sonucu dizde ani takılma, kilitlenme veya atlama hissi oluşabilir.
- Şişlik: Özellikle aktivite sonrası dizde tekrarlayan şişlik (efüzyon).
- Ses Gelmesi (Krepitasyon): Hareket sırasında dizden sürtünme veya gıcırdama sesi gelmesi.
- Güvensizlik Hissi: Nadiren dizde boşalma hissi de görülebilir.
Bu belirtiler diğer diz sorunlarıyla karışabileceğinden doğru tanı için uzman bir hekime başvurmak gerekir.
Kıkırdak Hasarı Tanısı Nasıl Konulur?
Fokal kıkırdak hasarlarının tanısı için Prof. Dr. Murat Bozkurt şu yöntemleri kullanır:
- Detaylı Hasta Öyküsü: Yaralanmanın nasıl olduğu, belirtilerin ne zaman ve nasıl başladığı, hangi hareketlerin şikayetleri artırdığı gibi bilgiler alınır.
- Fizik Muayene: Dizdeki hassas noktalar, şişlik, hareket açıklığı, krepitasyon, kilitlenme bulguları ve bağ stabilitesi dikkatlice değerlendirilir.
- Röntgen (X-ray): Genellikle ilk istenen görüntülemedir. Küçük kıkırdak hasarlarını doğrudan göstermez ancak kemik kırıklarını, serbest kemik parçalarını (eklem faresi), Osteokondritis Dissekans’ı veya eklem aralığındaki daralmayı (ileri evre) gösterebilir. Dizin genel durumu hakkında bilgi verir.
- Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Fokal kıkırdak hasarlarının tanısında en değerli yöntemdir. MRG;
- Kıkırdak defektinin yerini, boyutunu ve derinliğini net olarak gösterir.
- Kıkırdağın altındaki kemiğin durumunu (kemik iliği ödemi vb.) değerlendirir.
- Eşlik eden menisküs, bağ yaralanmaları gibi diğer patolojileri saptar. Cerrahi planlama için vazgeçilmezdir.
- Tanısal Artroskopi: Nadiren, diğer yöntemlerle tanı konulamayan veya cerrahi planlanan hastalarda, diz ekleminin içine küçük bir kamera ile bakılarak (artroskopi) kıkırdak yüzeylerinin doğrudan görülmesi ve değerlendirilmesi gerekebilir. Artroskopi aynı zamanda tedavi edici de olabilir.
Diz Kıkırdak Cerrahisi Seçenekleri
Fokal kıkırdak hasarlarının cerrahi tedavisi için hasarın büyüklüğüne, yerine, derinliğine, hastanın yaşına, aktivite düzeyine ve beklentilerine göre seçilen farklı teknikler bulunmaktadır. Prof. Dr. Murat Bozkurt, Ankara’daki hastaları için en uygun yöntemi belirleyerek uygular:
- Debridman ve Yıkama (Temizleme):
- Prensip: Artroskopi ile eklem içine girilerek, hasarlı kıkırdaktan kopmuş veya kopmak üzere olan serbest parçaların temizlenmesi ve düzensiz kıkırdak kenarlarının traşlanması işlemidir.
- Kimlere Uygulanır? Genellikle küçük, kısmi kalınlıktaki (tam kat olmayan) hasarlarda veya sadece semptomları hafifletmek amacıyla yapılır.
- Avantaj/Dezavantaj: Basit bir işlemdir, geçici rahatlama sağlayabilir ancak kıkırdağı onarmaz veya yenilemez.
- Kemik İliği Uyarma Teknikleri (Mikrokırık / Nanokırık):
- Prensip: Hasarlı kıkırdak bölgesinin altındaki kemiğe artroskopik olarak küçük delikler (mikrokırık) veya daha ince iğnelerle delikler (nanokırık) açılmasıdır. Bu deliklerden sızan kan ve kemik iliği kök hücreleri (MKH’ler dahil) hasarlı alanda bir kan pıhtısı oluşturur ve zamanla bu pıhtı “fibrokıkırdak” adı verilen tamir dokusuna dönüşür.
- Kimlere Uygulanır? Genellikle genç hastalarda, küçük (< 2-4 cm²) tam kat kıkırdak hasarlarında tercih edilir.
- Avantaj/Dezavantaj: Tek seanslık, artroskopik, nispeten düşük maliyetli bir yöntemdir. Ancak oluşan fibrokıkırdak, orijinal hiyalin kıkırdak kadar dayanıklı ve pürüzsüz değildir, uzun vadeli dayanıklılığı sınırlı olabilir.
- Osteokondral Otogreft Nakli (Mozaikplasti / OAT):
- Prensip: Hastanın kendi dizinin yük taşımayan bölgelerinden (genellikle dizin kenar kısımları) alınan, hem kıkırdak hem de altındaki kemiği içeren silindir şeklindeki sağlam doku parçalarının (greftler), hasarlı kıkırdak bölgesine mozaik şeklinde nakledilmesidir.
- Kimlere Uygulanır? Genellikle orta büyüklükteki (yaklaşık 1-4 cm²) tam kat kıkırdak hasarlarında etkilidir.
- Avantaj/Dezavantaj: Hasarlı bölgeyi orijinal hiyalin kıkırdakla doldurur. Tek seanslık bir işlemdir. Ancak alınabilecek greft miktarı sınırlıdır, bu nedenle çok büyük hasarlarda uygulanamaz. Greft alınan bölgede (donör saha) ağrı veya sorunlar oluşabilir.
- Osteokondral Allogreft Nakli:
- Prensip: Mozaikplastiye benzer şekilde kıkırdak ve kemik içeren bir greft kullanılır, ancak bu greft hastanın kendisinden değil, doku bankasından temin edilen uygun boyutlardaki bir kadavra donörden (allogreft) alınır.
- Kimlere Uygulanır? Genellikle büyük (> 3-4 cm²) kıkırdak hasarlarında, mozaikplastinin uygun olmadığı veya daha önceki cerrahilerin başarısız olduğu durumlarda tercih edilir.
- Avantaj/Dezavantaj: Büyük hasarları tek parça halinde orijinal hiyalin kıkırdakla doldurma imkanı sunar. Donör saha sorunu yoktur. Ancak uygun greftin bulunması zaman alabilir, maliyeti yüksektir ve çok düşük de olsa hastalık bulaşma veya doku reddi riski vardır.
- Otolog Kondrosit İmplantasyonu / Nakli (ACI / MACI):
- Prensip: İki aşamalı bir yöntemdir:
- Aşama 1: Artroskopi ile hastanın dizindeki sağlam bir bölgeden küçük bir kıkırdak örneği (biyopsi) alınır. Bu kıkırdak hücreleri (kondrositler) laboratuvar ortamında özel yöntemlerle çoğaltılır (yaklaşık 3-6 hafta).
- Aşama 2: İkinci bir ameliyatla (açık veya artroskopik), laboratuvarda çoğaltılan milyonlarca kıkırdak hücresi hasarlı bölgeye yerleştirilir. Bu hücreler ya bir zar (periost veya kollajen membran) altına (ACI) ya da özel bir taşıyıcı iskele (matriks) üzerine ekilmiş olarak (MACI – Matriks İlişkili ACI) implante edilir.
- Kimlere Uygulanır? Genellikle genç hastalarda, büyük (> 2-4 cm²) tam kat kıkırdak hasarlarında, diğer yöntemlerin başarısız olduğu veya uygun olmadığı durumlarda düşünülür.
- Avantaj/Dezavantaj: Büyük hasarları hastanın kendi hücreleriyle tamir etme ve hiyalin benzeri kıkırdak oluşturma potansiyeli sunar. Ancak iki ameliyat gerektirir, teknik olarak zordur, maliyeti yüksektir ve rehabilitasyon süreci çok uzun ve kritiktir.
- Prensip: İki aşamalı bir yöntemdir:
Cerrahi Seçimi, Riskler, Faydalar ve Kritik İyileşme Süreci
Hangi kıkırdak cerrahisi yönteminin uygulanacağına karar verirken birçok faktör göz önünde bulundurulur: Hasarın büyüklüğü, yeri, derinliği, hastanın yaşı, kilosu, aktivite seviyesi, beklentileri, dizdeki diğer sorunlar (bağ yaralanması, menisküs hasarı, dizilim bozukluğu) ve cerrahın deneyimi.
- Faydalar: Başarılı bir kıkırdak cerrahisi ile ağrının azalması, diz fonksiyonlarının (takılma, kilitlenme gibi mekanik semptomların giderilmesi, hareketin iyileşmesi) artması ve uzun vadede kireçlenmenin ilerlemesinin yavaşlatılması hedeflenir.
- Riskler: Her cerrahi işlemde olduğu gibi enfeksiyon, kan pıhtılaşması (DVT), anestezi riskleri, dizde sertlik gibi genel riskler mevcuttur. Yönteme özgü riskler arasında ise uygulanan tamirin başarısız olması, greftin yerinden oynaması veya erimesi, mozaikplastide greft alınan yerde sorunlar oluşması, ACI/MACI’de hücrelerin aşırı büyümesi (hipertrofi) veya tamir dokusunun yetersiz kalması sayılabilir. Bazen semptomlar tam olarak geçmeyebilir veya ikinci bir ameliyat gerekebilir.
- İyileşme Süreci (ÇOK ÖNEMLİ!):
- Kıkırdak cerrahisi sonrası iyileşme süreci uzun, sabır gerektiren ve tedavinin başarısı için kritik öneme sahip bir dönemdir.
- Uygulanan tekniğe göre değişmekle birlikte, genellikle ameliyat sonrası uzun bir süre (6-12 hafta veya daha fazla) dize yük vermeme veya çok kısıtlı yük verme gerekir. Bu dönemde koltuk değneği kullanılır.
- Tamir edilen kıkırdağın iyileşmesini ve olgunlaşmasını desteklemek için genellikle CPM (Sürekli Pasif Hareket) cihazı adı verilen özel cihazlarla dizi hareket ettirme egzersizleri yapılır.
- Yoğun ve uzun süreli fizik tedavi programı şarttır. Fizyoterapist eşliğinde hareket açıklığı, kas gücü, denge ve koordinasyon çalışmaları yapılır.
- Normal günlük aktivitelere dönüş aylar sürer. Koşma, zıplama gibi yüksek etkili sporlara dönüş ise genellikle 9-18 ay veya daha uzun sürebilir ve her zaman mümkün olmayabilir.
- Hastanın rehabilitasyon protokolüne harfiyen uyması, ameliyatın başarısı için olmazsa olmazdır.
Ankara’da Diz Kıkırdak Cerrahisi ve Prof. Dr. Murat Bozkurt’un Yaklaşımı
Dizdeki fokal kıkırdak hasarları, doğru tanı ve tedavi planlaması gerektiren karmaşık durumlardır. Bu tür yaralanmaların tedavisi, özellikle cerrahi yöntemler konusunda deneyimli ve uzmanlaşmış bir ortopedi cerrahı tarafından yapılmalıdır. Ankara’da bu alanda Prof. Dr. Murat Bozkurt, hastalara modern ve kişiselleştirilmiş tedavi seçenekleri sunmaktadır.
Prof. Dr. Bozkurt’un kıkırdak cerrahisindeki yaklaşımı:
- Hassas Tanı: Hastanın öyküsü, detaylı fizik muayene ve özellikle yüksek çözünürlüklü MRG ile kıkırdak hasarının tipini, boyutunu, yerini ve eşlik eden sorunları net bir şekilde belirlemek.
- Bireyselleştirilmiş Cerrahi Seçimi: Hastanın yaşı, aktivite düzeyi, beklentileri ve hasarın özelliklerine göre en uygun cerrahi tekniği (Mikrokırık, Mozaikplasti, Allogreft, ACI/MACI vb.) seçmek ve hastayı bu seçenekler hakkında detaylıca bilgilendirmek.
- Titiz Cerrahi Uygulama: Seçilen kıkırdak onarım veya yenileme tekniğini güncel cerrahi prensipler ve yüksek hassasiyetle uygulamak.
- Rehabilitasyonun Yönetimi: Ameliyat kadar önemli olan ameliyat sonrası rehabilitasyon sürecini planlamak, hastayı yönlendirmek ve fizyoterapistlerle yakın işbirliği içinde süreci takip etmek.
Prof. Dr. Murat Bozkurt, Ankara’da diz kıkırdak hasarı olan hastalara, tanıdan başlayarak cerrahi tedavi ve sonrası uzun rehabilitasyon sürecinde uzmanlığı ve deneyimiyle destek olmaktadır.
Dizdeki fokal kıkırdak hasarları, ağrı ve fonksiyon kaybına neden olabilen ancak modern cerrahi tekniklerle tedavi edilebilen durumlardır. Başarılı bir sonuç için doğru tanı, uygun cerrahi yöntemin seçimi ve hepsinden önemlisi sabırla uygulanacak uzun bir rehabilitasyon süreci gereklidir. Ankara’da bu konuda uzman bir görüş almak için Prof. Dr. Murat Bozkurt ile iletişime geçebilirsiniz.
Detaylı bilgi ve randevu için Prof. Dr. Murat Bozkurt ile 0312 502 70 74 numaralı telefondan iletişime geçebilirsiniz.
Merak Ettikleriniz
Kıkırdak hasarı ile kireçlenme (artroz) aynı şey midir?
Hayır. Kıkırdak hasarı (fokal defekt) genellikle dizin sınırlı bir bölgesindeki kıkırdak kaybını ifade ederken, kireçlenme (artroz) kıkırdağın eklem yüzeyinde yaygın olarak aşınması ve incelmesidir. Ancak tedavi edilmeyen fokal hasarlar zamanla kireçlenmeye yol açabilir.
Diz kıkırdağı kendi kendine iyileşir mi?
Eklem kıkırdağının kan damarı olmaması nedeniyle kendi kendine iyileşme kapasitesi çok sınırlıdır. Küçük ve yüzeyel hasarlar dışında genellikle cerrahi müdahale gerekir.
Mikrokırık ameliyatı nedir? Kıkırdağı tamir eder mi?
Mikrokırık, hasarlı bölgenin altındaki kemiğe küçük delikler açarak kemik iliği hücrelerinin buraya ulaşıp “fibrokıkırdak” denilen bir tamir dokusu oluşturmasını sağlayan bir yöntemdir. Orijinal kıkırdağı (hiyalin) oluşturmaz, daha az dayanıklı bir tamir dokusu sağlar.
Kıkırdak nakli nedir? (Mozaikplasti / Allogreft)
Mozaikplasti (OAT), hastanın kendi dizinin yük taşımayan yerinden alınan sağlam kıkırdak-kemik silindirlerinin hasarlı bölgeye naklidir. Allogreft nakli ise kadavradan alınan benzer dokuların naklidir. Her ikisi de hasarlı bölgeyi orijinal hiyalin kıkırdakla doldurmayı hedefler.
Kıkırdak Hücre Nakli nedir?
Hastadan alınan kıkırdak hücrelerinin laboratuvarda çoğaltılıp ikinci bir ameliyatla hasarlı bölgeye ekilmesidir. Büyük hasarlarda hiyalin benzeri kıkırdak oluşturma potansiyeli vardır.
Hangi kıkırdak ameliyatı en iyisidir?
“En iyi” yöntem yoktur; hastanın durumuna ve hasarın özelliklerine göre “en uygun” yöntem vardır. Karar, detaylı değerlendirme sonrası doktorunuz tarafından verilir.
Kıkırdak ameliyatı sonrası iyileşme ne kadar sürer?
İyileşme çok uzun bir süreçtir. Yük vermeme süresi haftalarca sürebilir. Tam fonksiyonel iyileşme ve spora dönüş 9 ay ile 1.5 yıl arasında değişebilir, bazen daha uzun sürebilir.
Ameliyat sonrası spora dönebilir miyim?
Hedef genellikle spora dönüştür ancak bu, yapılan spora, ameliyatın başarısına ve rehabilitasyon sürecine bağlıdır. Yüksek etkili sporlara dönüş her zaman garanti edilemez.
Kıkırdak ameliyatının riskleri nelerdir?
Genel ameliyat risklerine ek olarak tamirin başarısız olması, ağrının devam etmesi, dizde sertlik, greft sorunları gibi riskler bulunur.
Ankara'da Prof. Dr. Murat Bozkurt'a kıkırdak sorunum için nasıl danışabilirim?
Prof. Dr. Murat Bozkurt’a muayene olmak, dizinizdeki kıkırdak hasarı ve sizin için uygun tedavi seçenekleri (cerrahi veya cerrahi dışı) hakkında detaylı bilgi ve randevu almak için 0312 502 70 74 numaralı telefonu arayabilirsiniz